Bu yazıyı kaleme almak içimi rahatlatmıyor, ancak yazmak zorundayım. Çünkü toplum olarak görmezden geldiğimiz bir gerçekle yüzleşmemiz gerekiyor.
Çocuklarımız okula gidiyor. Ortaokul, lise ya da üniversite… Aileler, bu eğitim sürecinin sonunda çocuklarının bilgiyle, deneyimle ve yeterlilikle donanmış bireyler olarak mezun olacaklarına inanıyor. Ancak asıl gerçekle çocuklarımız mezun olduktan sonra, iş dünyasına adım attıklarında karşılaşıyoruz.
Çok açık bir şekilde görülüyor ki; gençlerin büyük bir bölümü eğitim kurumlarından donanımsız çıkıyor. Ne bilgi olarak yeterliler, ne deneyim olarak hazırlıklılar, ne de gerçek iş dünyasına dair bir farkındalıkları var. Sonuç? Kendilerini eksik hissediyorlar, çoğu zaman mahcup oluyorlar. Bu da sadece onların değil, işverenlerin de ciddi bir kayıp yaşamasına neden oluyor.
İşveren, henüz işe yeni başlayan bu gençlere hem maaş ödüyor hem de onları sıfırdan eğitmek zorunda kalıyor. Bu uzun ve maliyetli süreç, aslında işveren için gizli bir tehdit barındırıyor. Çünkü bir süre sonra o genç çalışan, işin detaylarını öğrendikçe, işletmeye yüklediği maliyetin farkına varmayıp farklı beklentilere giriyor. Bazen sadakatten uzaklaşıyor, bazen işvereni tehdit edecek konuma bile gelebiliyor.
Ne yazık ki bu döngü, sistemsel bir sorunun sonucu. Eğitimle
İş dünyası arasındaki uçurum derinleştikçe, kaybeden yalnızca gençlerimiz değil, ülkemiz oluyor.
Bu duruma yönelik Gerçekçi ve Etkili Çözüm Önerilerimi de paylaşmak isterim.
1. Eğitim-İş Dünyası Entegrasyonu Sağlanmalı
Okullar, yerel iş dünyasıyla aktif iş birlikleri kurmalı.
İş insanları, eğitim süreçlerine danışman veya eğitmen olarak dahil edilmeli.
2. Zorunlu ve Nitelikli Staj Programları Getirilmeli
Her eğitim kademesinde öğrenciler gerçek iş yerlerinde zorunlu staj yapmalı.
Stajlar formalite değil, gelişimi ölçen bir süreç haline getirilmeli.
3. Proje Tabanlı ve Uygulamalı Eğitim Yaygınlaştırılmalı
Teorik bilgiye ek olarak, öğrenciler gerçek sektör problemlerini çözmeye teşvik edilmeli.
Ders içerikleri iş dünyasıyla örtüşen, güncel örneklerle zenginleştirilmiş olmalı.
4. Mentorluk Sistemi Kurulmalı
Her öğrenciye alanında deneyimli bir mentor atanmalı.
Mentorlar, öğrencilerin mesleki yön bulma ve gelişim süreçlerine rehberlik etmeli.
5. Yalnızca Diploma Değil, Yetkinlik Ölçülmeli
Mezuniyetin şartı sadece sınav başarısı değil, pratik yeterlilikler de olmalı.
“Ne biliyorsun?” değil, “Ne yapabiliyorsun?” sorusu esas alınmalı.
6. Okul Sonrası İlk İşe Geçişte Devlet Destekleri Sağlanmalı
İlk kez işe giren gençler için işverene teşvikler sunulmalı.
Böylece hem gençler istihdam edilir hem de işverenin riski azaltılır.
Nitelikli bir gelecek, doğruları en hızlı şekilde hayata geçirerek gerçekleştirilebilir.